Karamürsel Kaymakamı Ahmet Narinoğlu, Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, Garnizon Komutanı Jandarma Yüzbaşı Sadık Eroğlu,  Cumhuriyet Savcısı Serkan Başaran, Ak Parti İlçe Başkanı Recep Demirel, belediye meclis üyeleri,  siyasi parti temsilcileri, daire müdürleri ve vatandaşların katıldığı kutlama töreni Atatürk anıtı önünde gerçekleştirildi.

Tören programı kapsamında Atatürk Anıtına Belediye Başkanlığı tarafından çelenk sunuldu. Yapılan saygı duruşunun ardından İstiklal Marşıyla Bayrağımız göndere çekildi.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Karamürsel’e gelişinin 83. Yıldönümü kutlama töreninde günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım yaptı.

BÜYÜK GURUR YAŞIYORUZ

Başkan Yıldırım yapmış olduğu konuşmada 83 yıl önce Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü karşılamanın gururunu yaşayan Karamürselliler ile bugün aynı mutluluk ve gururu yaşadıklarını belirterek “

 

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarına, aziz şehitlerimize ve gazilerimize minnet ve şükran dolu kalplerimiz ile  heyecan, mutluluk ve gururla atamızın huzurunda yer almaktayız.

Dünya tarihine geçen bir istiklal mücadelesi vererek, Türk milletinin boynuna esaret zincirinin vurulamayacağı cihana gösteren ve bağımsızlığımızı bizlere armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 24 Temmuz 1933 tarihinde Acar isimli Motoruyla Deniz yolu ile ilçemize teşrif etmişlerdir.

“ATATÜRK’DEN KARAMÜRSEL HALKINA ÖVGÜ”

Dünya tarihine geçen bir istiklal mücadelesi vererek, Türk milletinin boynuna esaret zincirinin vurulamayacağı cihana gösteren ve bağımsızlığımızı bizlere armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 24 Temmuz 1933 tarihinde Acar isimli Motoruyla Deniz yolu ile ilçemize teşrif etmişlerdir.

İlçemiz tarihinde önemli bir yer tutan bu ziyaretin gerçekleştiği ve Karamürsel Belediyesi olarak o günü yansıtacak şekilde yeniden düzenlediğimiz bu alanda yer alan iskeleden, kendisini coşku ve heyecanla karşılayan ilçemiz halkını selamlayarak belediye binamızı şereflendirmişlerdir.

Egemenliği sınıflardan, zümrelerden alarak, “Hâkimiyet kayıtsız şartsız Milletindir” diyerek Türk Milletine geçmesini sağlayan Ulu Önder, halk ile irtibatını hiç koparmadığını Karamürsel’imize gerçekleştirdiği ziyaretinde de göstermiştir.

Atatürk, Pirali namıyla bilinen Kıraathanede kendisine sunulan kahveyi içerken, aynı zamanda da Karamürsel halkı ile sohbet ederek onların istek ve şikâyetlerini bizzat kendilerinden dinlemiştir.

Gazi Mustafa Kemal; İlçe Askerlik şubesindeki incelemeleri sırasında, 4 Kez işgale uğradığı halde bağımsızlık mücadelesinden vazgeçmeyen, Anadolu’nun pek çok yerinde olduğu gibi Ya İstiklal Ya Ölüm parolası ile kenetlenerek, Kuvayı millîye ruhuyla direnişe geçen Karamürsel Halkı için şu onur verici sözleri söylemiştir.

“Karamürsel Halkı, İstiklal savaşında çok çalışmış, kadını ve erkeği ile cepheye silah ve cephane taşımış, işgal hareketlerine karşı üstün bir kahramanlıkla mübadelede bulunmuştur. Bu sebeple burayı ziyaret etmekten son derece memnunum”

Ulu Önder Atatürk iki buçuk saat süren incelemelerini tamamlayıp çarşıdaki caddelerinin genişletilmesine ilişkin gerekli görüş ve fikirlerini de belirterek aynı gün ilçemizden ayrılmıştır.

Değerli Hemşerilerim; Karamürsel’imizin tarihi kahramanlık destanları, şehadet şerbeti içmiş yiğit evlatları ile doludur. Kurtuluş savaşı esnasında Karamürsel Halkı tarafından gösterilen mücadele ve kahramanlıklar üzerinden yüz yıla yakın bir süre geçse de bizler tarafından gururla hatırlanmakta, anılmakta ve kutlanmaktadır.

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını yazdıktan sonra, Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın demiştir. Evet Türk Milleti bir daha istiklal marşı yazmadı ama 15 Temmuz 2016 tarihinde Büyük Türk Milleti şanlı bir İstiklal Mücadelesi daha vermiştir.

Yüz Yıl önce atalarımızın yedi düvele, ama görünen ve bilinen düşmana karşı verdiği istiklal mücadelesinden farklı bir İstiklal mücadelesi.

Bu kez Kurtuluş savaşının şanlı şehitlerinin, Kahraman gazilerinin torunları olarak bizler; Yedi Düvelin kucağına oturmuş, Yüzyılın yalancısı, Din Bezirganı; Hassan Sabahtan sonra Tarihin ve Yeryüzünün gördüğü en büyük sahtekar olan bir şarlatanın organizesi ile; bizden görünen, ekmeğimizi yiyen, devletin imkanları ile bir yerlere gelen, içimizdeki hainlere karşı bir istiklal mücadelesi verdik.

Şükürler olsun ki Milletin egemenliği ve Devletin bağımsızlığı için canını, kanını veren atalarımıza layık evlatlar olduğumuzu gösterdik.

Karamürsel’imizin kurtuluş günü olan 4 Temmuzda, Atamızın ilçemizi ziyaret ettiği 24 Temmuzda bu meydanda atalarımıza verdiğimiz sözü tuttuk. Milli Egemenliğimize, bağımsızlığımıza karşı yapılmak istenen darbeye karşı hangi siyasi görüşten, hangi etnik kökenden olursak olalım tek yürek olarak tepkimizi ortaya koyduk.

“KARAMÜRSEL’İN YİĞİTLERİ”

Darbe Kalkışmasının duyulduğu ilk andan itibaren Karamürsel’imizin yiğit evlatları, ikbalini, canını, malını düşünmeden, davet beklemeden, eline bayrağın almış, atalarından kendisine miras kalan egemenlik hakkını kimseye devretmeyeceğini en güçlü şekilde haykırmıştır.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy yıllar öncesinden bize şöyle sesleniyordu.

Arkadaş! Yurduma Alçakları Uğratma, Sakın

Siper et gövdeni, Dursun bu hayasızca akın.

 Kahraman Türk Milleti, gövdesini siper etti. Tanka, Topa, Kurşuna karşı eğilmedi. Şehit düştü, gazi oldu ama asla mevziisini terk etmedi.

Bitmedi. Darbecilere tarihin gördüğü en büyük şamarı atan, Sivil direnişle bir Darbeyi engelleyerek Dünya tarihine geçen Büyük Türk Milletinin asil evlatları, adeta İstiklal Savaşının her mısrasını yaşamaya ve yaşatmaya kararlıydı.

“Sahipsiz Kalan Vatanın Batması Haktır, Sen Sahip Çıkarsan bu Vatan Batmayacaktır”

 Mısralarından aldığı feyzle Darbecilerin tekrarlayabileceği olası bir kalkışmaya karşı günlerce Meydanlarda Vatanına sahip çıktı ve bu Vatanın asla batmayacağını Türkiye üzerinde hesabı olan iç ve dış hainlere bir kez daha gösterdi.

Evet üzücü ve sıkıntılı günler yaşadık ama şükürler olsun ki nasıl biz dedelerimizin kahramanlıklarını dinledik ve onlarla gurur duyduysak, evlatlarımızın ve torunlarımızın da bizlerle gurur duyacağı bir duruş sergiledik.

Hamdolsun ki bu imtihanı alnımızın akı, damarlarımızda ki asil kanın hakkıyla başarı ile geçenlerden olduk.

Değerli Karamürselliler, Tarihte 16 büyük devlet kurmuş, Adaletsizliğe, haksızlığa karşı durmuş bir milletin evlatları olarak bizlerin çevremizde ve dünyada yaşanan zulümlere karşı sessiz kalma şansımız yoktur.

Devletlerin sesinin gür ve etkili çıkmasını sağlayacak gücün de milli birlikten, güçlü ekonomiden ve istikrarlı siyasetten geçtiği de muhakkaktır.

Yaşadığımız son olaylar da göstermiştir ki Büyük Türk Milleti birlik olduğunda, yürekleri toplu attığında Topla bile sindirilemeyecek büyük bir millettir.

Darbe Teşebbüsünün yaşanmaya başladığı ilk andan itibaren farklı devlet, farklı bayrak altında yaşasalar bile tüm Müslüman Halkların gözyaşları ile ettiği dualar bizlere göstermiştir ki, İçerisinde yaşayan tüm kimlikleriyle, Büyük Türk Milletini ve Büyük Türkiye Cumhuriyetini oluşturan bizler, Dünyada zülüm gören mazlumların tek umut kaynağıyız.

Tarihin bize yüklediği misyonun bilinciyle Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere hedef çizdiği, Muasır Medeniyet seviyesine ulaşmak için var gücümüzle çalışmalıyız.

Ülke itibarının her türlü hesabın üzerinde olduğunu, kişilerin geçici, makamların baki olduğunu unutmadan, hareket etmeliyiz.

Zor zamanlarda bir ve beraber hareket etme kültürümüzü geliştirmeli, konu ülke menfaati olduğunda asgari müşterekte de olsa bir noktada buluşabilmeliyiz.

Egemen Devletlerinin çıkarlarına dokunacak diye yapmayı düşündüğümüz atılımlardan vazgeçmemeliyiz.

Büyük devlet olmanın, kucak açmayı, korumayı ve kollamayı gerektirdiğini, iki milyona yakın mazluma ev sahipliği yapmanın Türkiye Cumhuriyetinin büyüklüğünün gereği olduğunu bilmeliyiz.

Dünyanın beş Büyük devletten ibaret olmadığını, Zalime zalim demek için konjektürel uygunluğun beklenmemesi gerektiğini, Dünya üzerinde gerçekleşen zulümlere uygulanacak yaptırımların yapan devlete, zulmü gerçekleştiren devletin egemen devletlerden birine yakınlığına göre değişmemesi gerektiğini var gücüyle haykıran bir Türkiye için bir ve beraber olmalıyız.

Kendine çizilen sınırlar içerisinde hareket eden bir devlet değil, kendi kurallarına göre hareket eden bir devlet olduğumuzu Dünyaya göstermeliyiz.

Aramıza sokulmak istenen fitneleri, üzerimize oynanan oyunları bozmalı ve dün Çanakkale’ de, Sakarya’da, Kurtuluş Savaşında olduğu gibi yine Tek Millet Tek Yürek haline gelmeliyiz.

 

Ve son olarak,

Bugün huzurunda bulunduğumuz, Kurtuluş savaşımızın mimarı olan, bir milletin birlik olduğunda cihana meydan okuyabileceğini kanıtlayan, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Büyük Komutan, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk;

Bizlere koyduğun hedeflere ulaşmamızı istemeyenler, Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devletinin misyonundan rahatsız olanlar, Gücünü sınamaya çalışanlar, Türk milletinin kudretini unutanlar Önderliğinde yapılan milli mücadelede yazılan destanları hafife alanlar 15 Temmuz tarihinde kirli bir oyunu devreye sokmaya çalıştılar.

Rahat uyu Atam;

Cumhuriyeti emanet ettiğin ve “Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.” Vazifelendirdiğin gençlik,vazifesini yerine getirmiştir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!Dediğin Türk İstikbalinin evlatları; Damarlarındaki asil kanın hakkını vermiş Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmışlardır.

Bu duygu ve düşüncelerle, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, canları pahasına bu vatanın kurtuluşu için mücadele veren şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi minnet, şükran ve saygıyla anıyor,

Törenimize katılan tüm Karamürsellileri sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.

Başkan Yıldırım’ın konuşmasının ardından tören sona erdi.